Belediye başkanları genellikle ayrıntıcıdır. Ancak çoğu zaman bu ayrıntılar, şehrin gerçek ihtiyaçlarından ziyade görselliğe odaklanır. Çünkü bilirler ki süsleme, boya-badana, çiçek-böcek vatandaşa hemen hoş görünür.Adı üstünde “görsellik” Biraz ekle, biraz..
Belediye başkanları genellikle ayrıntıcıdır. Ancak çoğu zaman bu ayrıntılar, şehrin gerçek ihtiyaçlarından ziyade görselliğe odaklanır. Çünkü bilirler ki süsleme, boya-badana, çiçek-böcek vatandaşa hemen hoş görünür.
Adı üstünde “görsellik” Biraz ekle, biraz biç, azıcık da süsleme bilgin varsa olay bitmiştir.
Ama işin aslı öyle değil. İskenderun’da yaşananlar bunun en güzel örneği.
Bakınız; Mete Aslan Bulvarı’ndaki orta göbek, Pac Meydanı’ndaki düzenleme..
Adliye Kavşağı’ndaki değişiklik…
Buraya birkaç çiçek dikmek, peyzaj yapmak, hatta var olana azıcık ekleme yapmak elbette şehre estetik katardı ama asıl mesele trafik. Oysa ki yapılan bu düzenlemeler sayesinde trafik akışı bambaşka bir noktaya geldi.
Sabah işe gidişlerde, akşam dönüşlerde bir zamanlar dakikalarca süren yol çilesi bugün yok denecek kadar azaldı.
Trafik, günün neredeyse her saatinde akıcı bir hale geldi.
Şimdi soruyorum: Bir belediye başkanının asıl görevi nedir?
Göz boyamak mı, yoksa şehrin ihtiyaçlarını çözmek mi?
Elbette ikinci seçenek. Popülizm yapmak kolaydır; üç çiçek, beş süsleme, birkaç tabela… Ama bunlar kalıcı fayda getirmez. Asıl mesele, halkın günlük yaşamını kolaylaştıracak kalıcı işlere imza atmaktır.
Ne yazık ki hâlâ memlekette armudun sapı, üzümün çöpüyle uğraşanlar var. Boş tartışmalarla, gereksiz eleştirilerle memleketin zamanını çalıyorlar. Oysa çalışan, gerçekten memleket için çalışıyor. Yapılan işlerin kıymetini bilmek, eleştiriyi de yapıcı yapmak gerek.
Belediye başkanları için şehrin önceliği, göz boyamak değil; şehrin gerçek ihtiyaçlarına dokunmaktır. İskenderun örneği bize bir kez daha gösterdi ki, vatandaşın gönlünü kazandıran şey süsleme değil, çözüm üretmektir.