TÜRKMEN SIKINTISI KIRIM TÜRKLERİNİDE SARDI… RUSYA; KIRIMI SARDI SARMALADI.!! ÇİN DOĞU TÜRKİSTANI HALLAÇ PAMUĞU GİBİ DAĞITIYOR.!

Günümüz ülkeleri; Türklerin varlığıyla sıkıntıda.
Osmanlıyı yıkmak için verdikleri mücadele. Günümüze kadar dayandı.
Misak-ı Milli; Hedeflerimiz yok edilme uğraşında. Derdimize bakan yok soruşturan yok.
Misak-ı Millînin birinci maddesi. Türkiye’nin güney sınırlarını belirliyordu.
Bulgaristan ve Kırımda yaşayan binlerce vatandaşlarımız.
Bu sefer; Kırımda kırılmak isteniliyor.
Osmanlı Devleti zamanında; Türkmen çoğunluğu Kırım ve güney illerimize dağıtılmıştı.
30 Ekim 1918 günkü Mütareke sonucunda vatandaşlarımız başka ülkelerin egemenliğine girdi.
Düşman ordularının işgali altında kalan bölge insanlarımızın geleceği ve hakları.
Serbestçe açıklayacakları rey sonucu belirlenmesi gerekliydi.
Söz konusu Mütareke çizgisi içinde; “Din soy ve amaç birliği bakımlarından.
Birbirlerine bağlı karşılıklı saygı ve özveri duyguları besleyen.
Soy ve toplum ilişkileri ile çevrelerin koşullarına saygılı.
Osmanlı – İslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tümü.
İster bir eylem. İster bir hükümle olsun.
Hiçbir nedenle birbirinden ayrılmayacağı bir bütündür” İlkesi şu an yok.
Bağırsan duyulur yerdeler ama gücüm yok onları KURTARMAYA.
Benim gibi Türkçe konuşan öz be öz Türkmen vatandaşlarımız.
Son günlerde; Kendi memleketlerinde sıkıntı içerisinde kıvranarak yaşam mücadelesi veriyor.
Onları ortadan kaldırmak için yaşam yerleri her an. Bombardıman tehdidi altında.
Oralarda onca şehit ve yaralı var. Görmüyor duymuyoruz. Dönüp arkamıza bakmaktan aciziz. Ama devletimiz onları çok yakın şekilde takip ediyor. Aldıkları verdikleri nefesten dahi haberdarlar.
Her ne hikmetse; Biz, vatandaşlar kılımızı dahi kıpırdatamıyoruz. Dış şer güçlerin tamamı Türkmen diyarların kuşatmış haldeler. ABD VE RUSYA baş rollerde.
Irak ve Suriye’nin iç savaşından sonra hırslanan sözde Kürt gurupları denen terör örgütleri Özerklik istiyor!
Kerkük ateş çemberinde. Ukrayna ateş çemberinde, Kırım ateş çemberinde anlayacağınız Türklerin bulunduğu her yer ateş çemberinde.
Kerkük; Güney Kürdistan’a. Kırım Rusya’ya bağlanması yapılıyor. Görmüyor duymuyoruz!
ASIL MESELE; Görüldüğü halde görülmemesi.
Güney doğumuzu kapsayan “Kuzey Kürdistani” emelleri tek idealleri.
Bu konuda başarıyı yakalama istekleri çok yoğun.
Türkleri içlerine sindiremeyen şer güçler. Büyük bir çaba içerisinde.
Türkiye güçlendikçe rahatsızlıkları artıyor.
Yeni senaryolarla tarih üzerinde oyun oynamak isteyenler; Hızla çevremizi tehdit eder durumda.
Başta Amerika bu işin gizli sorumlusu olarak görülüyor. Büyükler ya hedefleri de büyük.
Büyük savaş sonrası; Sözde galip ilan edilen devletlerin tümü. Onların arkasında. Rusya ile gizli ittifak içerisindeler.
Ele geçiremedikleri Türk toprakları üzerinde. Rezilce oyun üstüne oyun oynuyorlar.
Uyuyoruz hem de derince. Şu an 31 Mart seçimleri tek hedefimiz.
Uyandığımız da her şey keşke bir rüya olsa.
Gerçeklerle karşılaştığımız an; İnşallah iş işten geçmez olur.
Hedefledikleri büyük orta doğu projesi için az zamanları kaldı sayılır.
Filistin’le girdiler Kerkük’ten çıkma hayallerindeler.
Türkiye ve İran oyun oynamak istedikleri ülkelerin başında.
Özellikle Türkiye; Onların elde edemedikleri. Ulaşması güç ülke konumunda.
Türkiye ile iyi geçinmek adına şu günlerde ne dersek onu yapıyorlar.
Tüm organizelerin de olumlu ilişkilerle yüreğimizi ferahlatmak isteyenler. Gizlice mezarımızı kazıyor.
Bizi içten içe vurmaya kalkışsalar dahi. Münafık düşünceleri inancımızı köreltmeye yetmiyor.
Misak-ı Milli; Onların duymak istemedikleri terim. Gerçekleşmesini mümkün görmedikleri girişim. O yüzden; Kerkük ve Musul’da yaşayan halkımızı püskürmek zorundalar.
Türkmenler onların öcüleri. Onları öldürüp kaybettiklerinde rahat nefes alacaklar.
Aynı durum şimdi Kırım’da yaşatılmak isteniliyor. Suriye için kılını kıpırdatmayan Rusya. Kırımı göz göre-göre işgal etti.
Osmanlının ayak bastığı her nokta. Onların nefretinde bulunan noktalar. Sıra Almanya’da Kırım için özel plan peşindeler.
Parçalanan imparatorluğun ardından gelen paylaşımlar devam ediyor.
Elimiz kolumuz bağlı öylece bekliyor ve çaresiziz.
Gücümüz savaşçı bir millet olmamızdan geliyordu. Demokratik denilen vurgu bizi de vurdu. Türk’ün; Vatanı uğruna şehit ve gazi olması en olağan duygusuydu.
Her elli yılda bir vatanına göz koyanlara karşı milletçe ayağa kalkardı.
Şimdi; Aman bize değmeyen yılan bin yaşasın nakaratlarıyla kendimizi avutuyoruz.
Türkmen kardeşlerimiz; Kerkük Musul ve Kırım’da yalnız başlarına kaldı.
Onlara uzanacak vatan eline hasret bekleşip duruyorlar…