YIKILDIK AMA AYAKTAYIZ…

İskenderun eski yaşantısını devam ettirme çabasında. İçimiz kan ağlasa da bu memleketin her noktası bizim yaşamımız. Büyük bir olağan üstü deprem yaşadık. Çoğu dostlarımız bizi terk etti. Ama şehrimizin dokusu..

YIKILDIK AMA AYAKTAYIZ…
Yayınlanma: Güncelleme: 78 views

İskenderun eski yaşantısını devam ettirme çabasında. İçimiz kan ağlasa da bu memleketin her noktası bizim yaşamımız. Büyük bir olağan üstü deprem yaşadık. Çoğu dostlarımız bizi terk etti. Ama şehrimizin dokusu kaybolmadı. Yine de bizim gözümüzde o bir balıkçı kasabası. Kırk yıl öncesi şehrimizde var olan şeylerin çoğu hala aramızda..
Mesela bir bayram öncesi yaşananlar tıpkı eskisi gibi olacak.
Şu günlerde bayram telaşının tam içindeyiz.
Bizler nostalji uyumumuzu sürdürmeye devam edeceğiz.
Kendimize ait sandığımız yerlerde dolaşırken, bir yerlerde eski ile bir olduğumuzu anlayarak öylece yolumuza devam ederken, geçtiğimiz yerlerin neresi olduğunu bileceğiz.
Mesela bir çay hanede çayı yudumlarken mekân eski yerler değil mi.
Fırından ekmek alırken, oranın da çok eski bir fırın olduğunu biliyoruz.
Asmalı kahvenin asmaları yok olsa dahi, çay ocağı yine bizleri yanına davet eder.
Çarşıları yine aynı yerde durup duruyor. Deprem onları kökten kaybetse de boş gözlerle eskilere baktığımızda onlarda oracıkta.
Ayakkabıcılar. Basmacılar. İncik boncuk satanlar. Peynirciler, zeytinciler yine aynı yerdeler.
Uzun çarşı kısa çarşı yine yerli yerinde duruyor.
Balık hanemiz biraz ileriye gitti. Kasaplar şehrin değişik semtlerinde.
Kelle bumbar ararsanız. Yeri çok basit numunede eski mezarlığın yerinde.
Ütülenmiş temizlenmiş müşterisini tezgâhta bekliyor.
Şimdi her şey bir yana da “Cürcümetli çarşı” oda yerli yerinde. Bahar kebap solonu boynunu eğdi afetin gücüne dayanamadı ve tarihsel duruşuna koyuverdi kendini öylece çarşının ortasına.
Anlayacağınız, bazı dükkânlar şimdi orda olmasa da. CÜRCÜMETLİ çarşı ben buradayım diye bağırıyor.
Bir zamanlar bu CÜRCÜMETLİ çarşı; İskenderun’un en can alıcı noktasıydı. AVM İskenderun’da onun olduğu yerdeydi. Orada ne ararsan ara bulurdun.
Hamam yerinde SALLANIYOR, Sonunda oda yıkılacak.
Altındişler adres tarifiydi. Kunduracı Ali’nin binasıyla birlikte yok oldu.
Hamidiye fırını, İstiklal kıraathanesi, Halil’in fırını gibi bizim için esas yerler toz duman oldu. Beş on sene sonra büyük bir tarihimiz konteyner kent haline gelecek. Amanos dağının etekleri yeni İskenderun olacak ve oradan aşağıya doğru bakan gelecek kuşaklarımız, İskenderun’u sis deryasında kaybolmuş görecek.
Bizden sonra gelen kuşaklar neye göre kendilerini belirleyecek şimdilik bilmiyorum.
Demokrasimiz gereği yerel seçimler 31 MART günü yapıldığından sonra şehrülemin olarak seçilen kişi tarihsel yapımıza göre mi hareket edecek yoksa önünde hızla geçen beş yılı destanlarla mı geçirecek şimdilik meçhul.
O kadar çok aday olan bir yerde birini seçmek ama birini seçmek çok zor. Hepsini izliyor ve derinden takip ediyorum. Konuşmaları tek-tek hafızalarıma kazındıkça yerine oturuyor.
Akşam üstü sahilde dolaşırken, sarışın bir çocuk hızla yanımdan geçerken, birdenbire yanımda durdu. Elleri seçim afişleriyle doluydu. Onları bana doğru uzattı. Ona sordum ne bunlar diye. Verdiği cevap ise beni şaşırtmaya yetti.
“Bunlar renkli başkanların renkli kağıtları”

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.