SİTTİN SENE DE GEÇSE UNUTMAYACAĞIZ !..

Asrın Felaketinde 11 İl içerisinde Depremden en fazla etkilenen, en fazla zarar gören, en fazla ihmal edilen il Hatay dersem yalan söylemiş olmam herhalde…
Tarihinde şimdiye kadar kayıtlara geçmiş 30 depremin yaşandığı Hatay, bu depremlerden 7 sinde yerle bir olmuş.
Ancak, tarihindeki Deprem Gerçeğine rağmen, 6 Şubat depremleri ile 8. defa yıkılan ve küllerinden doğmaya gayret eden Medeniyet şehri Hatay’da yapılan yanlışlar neler?..
Daha önce yapılan hataların tekrarlanaması için ne yapmak gerekiyor?..
“Deprem oldu ve bir anda herşey yerle bir oldu” şeklindeki yaklaşım hiç de gerçekçi bir yaklaşım değil…
Günümüz modern teknolojisi ile fay hattının nereden geçtiği, zemin özelliklerinin nasıl olduğu, hangi teknoloji ile dayanıklı yapılar inşa edilebileceğinin bilindiği bir dönemde, bundan sonra meydana gelecek depremleri bir doğa olayı olmaktan çıkarıp, bir doğal afete dönüşmesinin önüne geçmek bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor.
Ben uzman değilim ama, sağır sultan bile, kurutulan bir gölün içerisine Havalimanı yapılmasının yanlış olduğunu bilir.
Tarım arazilerinin, Zeytinliklerin imara açılması da cabası…
İskenderun, Sahili, Plajları ile Ülkemizin en gözde ilçelerinden biriydi. 80’li yıllarda dolgu ile yeni bir sahil yaratıldı.
Plajlar, iskeleler yok oldu…
Bu hataları, sahile sıfır bazı apartmanlara fazladan verilen kat izinleri takip etti.
Bütün bu rant hikayeleri acı son ile bitti.
Sittin sene de geçse, bu acı sonlar hiç unutulmayacak!..
Unutmayacağız, unutturmayacağız…
Bu acı sonlardan ders çıkarmanın zamanı geldi de geçiyor bile…
İnsanlar, bir şeyin değerini kaybettiğinde anlıyor…
Fakat bu ifadenin, Hatay için, Hatay’lılar için geçerli olmadığına inanıyorum.
Depremin ardından, Kimileri hayatlarını idame ettirebilmek için başka şehirlere gittiler. Kimileri de zor koşullara rağmen, doğup büyüdükleri şehirde yaşamaya devam etti.
“Ma Rıhna, Nehna Hon” “Gitmedik, Buradayız!” sloganları ile yaşadıkları, ekmeğini yedikleri şehirlerine bağlılıklarını dile getirdiler.
Asrın felaketinden sonra, hayatta kalıp zor koşullara göğüs gererek Hatay’da kalan yada mecburiyetten başka şehirlere gidip, tekrar dönmek isteyen, dönen insanlar için uygun yaşam koşulları oluşturulmalı, kalıcı mekansal planlama gerçekleştirilene kadar sağlıklı, hijyenik ve kentin bütün hizmetlerinden yararlanabilecekleri olanaklar yaratılmalıdır.
Hatay’ın yeniden onarımı sürecinde, daha önce yapılan hataların, yeniden yapılma lüksü kalmamıştır.
Ayrıca, Deprem nedeniyle bazı uzuvlarını kaybetmiş,”Ampute olmuş” artık engelli sınıfına giren çok sayıda insanımız var.
Dolayısıyla, “Engelsiz Kent” tercih değil, zorunluluk olmuştur.
Hatırlatayım dedim!..